Hüsn-i hat Arapça bir kelimedir. Anlamı güzel çizgi demektir. Aslında hat sanatı çizgiden ibarettir. Öyle bir çizgi ki; pürüzsüz, dosdoğru, düzgün, gözümüze ve ruhumuza işleyen…
Hat sanatı başlangıcı itibariyle Hz. Ali (kv) ’den başlayıp günümüze kadar gelen Kur’an-ı Kerim’e hizmet etme sanatıdır. Hep bu gaye uğruna hattatlar emek sarf etmişlerdir.
Günümüz halkı olarak da bu sanatla ilgili hem görsel hem de teorik anlamda çok bir bilgiye sahip değiliz. Sadece son dönem üstatlarımızdan bize aktarıldığı kadar bir malumata sahibiz. Bu sebep ile hat sanatında eğitim nasıl olur? Talebenin ve hocanın dikkat etmesi gereken kurallar nelerdir? Biraz bu konuda bildiklerimi acizane sizlerle paylaşmak istiyorum…
Hat Sanatında Eğitim Nasıl Olmalıdır?
1- Öncelikle bu sanata gönül vermiş kişilerin bu sanatı araştırmalarını tavsiye ederim. Başta da ifade ettiğim gibi çok bir malumata sahip olmadan, daha doğrusu hat sanatını tanımadan derse başlamak bazen çok da faydalı olmayabilir.
2- İcazetli veya hat dersi verme yetkisi bulunan kişilerden meşk (eğitim) almak gerekir. Bu husus aslında çok önemlidir. Çünkü hat sanatını tam olarak bilmeyen ama bu sanata gönül vermiş kişiler ders almak için başvurdukları kurumlara veya hocalara dikkat etmeleri gerekir. Hocanın icazet sahibi veya ders verme yetkisini sormalıdır. Aksi takdirde yanlış bilgilerle zaman kaybeder ve kimi zaman sadece zaman değil aşkı ve şevkini de kaybedebilir.
3- Sanat aşk ile öğrenilir yani öğrenmek istediğimiz sanata aşık olmamız lazımdır. İlim merakla, sanat ise hem merak ve hem de aşk ile öğrenilir. Bir anlık heves ile başlayan işler aşka dönüşmediği takdirde eksik kalır.
4- Hedef oluşturmak ve o hedefe doğru hareket etmek gerekir. Mesela hedef olarak Kur’an-ı Kerim yazmak veya devrin meşhur hattatlarını örnek almak, hat sanatının eğitiminde çok önemli bir yer tutar.
5- Sanatta ve ilimde olmazsa olmazı olan edeplere çok dikkat ve ehemmiyet göstermek gerekir. Öncelikle icra etmek de olduğumuz sanatın manevi yönünü çok düşünerek hareket etmemiz elzemdir.
6- Genel olarak hat sanatının eğitiminde ücret almak yoktur. Fakat günümüz itibariyle bazı hocalar ücret almak zorunda kalıyorlar. Bu da şundan kaynaklanmaktadır; ders vermek için atölye kiralayıp ve bu atölyenin giderleri için sponsoru ve maddi durumu yetersiz ise uygun bir şekilde ücret alarak bu giderlerini karşılayabilir. Ama keyfi bir durumdan dolayı ücret almak kişilerin biraz da vicdani meseleleridir. Çünkü sanatta özellikle de hat sanatında eğitim vermek o sanatın zekatı olarak kabul edilmektedir.
7- Doğru ve sağlam malzeme kullanmakta fayda vardır. Üstatlarımızın meşhur sözüdür:
“Kem (kötü) alat ile kemalat (başarı) olmaz.”
diye buyurarak bu konuya dikkat çekmişlerdir. Çünkü malzememiz iyi olmaz ise veya kullanmayı bilemediğimiz takdirde kabiliyetimizi ve yeteneğimizi sergileyemeyiz.
8- Hat sanatı kibir ve enaniyeti asla kabul etmez. Yine büyüklerimizin meşhur sözüdür:
“Oldum diyen, ölmüştür”.
Bu söz, konuyu anlatmakta yeterli diye düşünüyorum. Çünkü hangi sanat veya hangi ilim dalı olursa olsun talebelik asla bitmez. Bu şekilde kabul edersek kendimizi, o zaman çok daha başarılı olabiliriz. Tersi bir durumdan gerilemeye mahkum oluruz.
9- Ortaya çıkardığımız eserlere çok dikkat etmemiz gerekir. Çünkü her yaptığımız eser yayından çıkmış ok gibidir. Bizi ne zaman, hangi durumda yakalayacağı belli olmaz. Örneğin hat sanatında eğitim almadan kendilerince eser diye gösterdikleri çalışmalar, zaman geçtikçe ve hat sanatını daha iyi tanıyıdıkça bu yaptıklarından dolayı büyük bir pişmanlık yaşayacakları aşikardır. Son dönem hat üstatlarımız da bu konuya çok ehemmiyet vermişlerdir. Bir eseri yazdıktan hemen sonra imza atmazlar. Tashihini aylar sonra bitirdiklerinde beğenirler ise imzalarını atmışlardır.
Biraz bu konu üstünde durmak istiyorum…
Son dönemin meşhur hattatlarından Hattat Sami Efendinin bu konu hakkında güzel bir menkıbesini okumuştum. Sizlerle de paylaşmak isterim…
Günün birinde Sami Efendiye biri yazı siparişinde bulunur. Hattat Sami Efendi ise aylar sonra çalışmayı bitirip kendisine takdim edince, yazıyı sipariş eden zat der ki:
- “Efendim, metin de kısa idi aslında neden bu kadar uzun sürdü acaba?” diye sorar.
Sami Efendi ise imzayı göstererek:
- “Burada Sami yazdı.” diyor. “Bu esere bakan bunu Sami yazmış der ama altı ayda yazdı demez.” diye cevap vermiştir.
Bu sebeple hangi eserlere, nasıl imza attığımız çok önemlidir.
10- Hat sanatında eğitim sadece icazet ile bitmez daha önce de belirttiğim gibi ömür boyu talebelik ister. En önemlisi de bu sanatta başarılı olabilmek için hocalarımızdan öğrendiğimiz gibi talebeye de öğretmek… Çünkü bazen öğretince insan daha çok şey öğrenir. Tecrübe kazanır.
Bu maddeler halinde saydığımız kurallara riayet edersek, Allah’ın izni ile meşgul olduğumuz sanatta muvaffakiyete nail oluruz.
Rabbim; bu sanata layıkıyla hizmet edenlerden eylesin ve bizi hakkı ile muvaffakiyete erdirsin. Amin.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İslam Kaya
HÜSN-İ HAT SANATINDA EĞİTİM
HÜSN-İ HAT SANATINDA EĞİTİM
Hüsn-i hat Arapça bir kelimedir. Anlamı güzel çizgi demektir. Aslında hat sanatı çizgiden ibarettir. Öyle bir çizgi ki; pürüzsüz, dosdoğru, düzgün, gözümüze ve ruhumuza işleyen…
Hat sanatı başlangıcı itibariyle Hz. Ali (kv) ’den başlayıp günümüze kadar gelen Kur’an-ı Kerim’e hizmet etme sanatıdır. Hep bu gaye uğruna hattatlar emek sarf etmişlerdir.
Günümüz halkı olarak da bu sanatla ilgili hem görsel hem de teorik anlamda çok bir bilgiye sahip değiliz. Sadece son dönem üstatlarımızdan bize aktarıldığı kadar bir malumata sahibiz. Bu sebep ile hat sanatında eğitim nasıl olur? Talebenin ve hocanın dikkat etmesi gereken kurallar nelerdir? Biraz bu konuda bildiklerimi acizane sizlerle paylaşmak istiyorum…
Hat Sanatında Eğitim Nasıl Olmalıdır?
1- Öncelikle bu sanata gönül vermiş kişilerin bu sanatı araştırmalarını tavsiye ederim. Başta da ifade ettiğim gibi çok bir malumata sahip olmadan, daha doğrusu hat sanatını tanımadan derse başlamak bazen çok da faydalı olmayabilir.
2- İcazetli veya hat dersi verme yetkisi bulunan kişilerden meşk (eğitim) almak gerekir. Bu husus aslında çok önemlidir. Çünkü hat sanatını tam olarak bilmeyen ama bu sanata gönül vermiş kişiler ders almak için başvurdukları kurumlara veya hocalara dikkat etmeleri gerekir. Hocanın icazet sahibi veya ders verme yetkisini sormalıdır. Aksi takdirde yanlış bilgilerle zaman kaybeder ve kimi zaman sadece zaman değil aşkı ve şevkini de kaybedebilir.
3- Sanat aşk ile öğrenilir yani öğrenmek istediğimiz sanata aşık olmamız lazımdır. İlim merakla, sanat ise hem merak ve hem de aşk ile öğrenilir. Bir anlık heves ile başlayan işler aşka dönüşmediği takdirde eksik kalır.
4- Hedef oluşturmak ve o hedefe doğru hareket etmek gerekir. Mesela hedef olarak Kur’an-ı Kerim yazmak veya devrin meşhur hattatlarını örnek almak, hat sanatının eğitiminde çok önemli bir yer tutar.
5- Sanatta ve ilimde olmazsa olmazı olan edeplere çok dikkat ve ehemmiyet göstermek gerekir. Öncelikle icra etmek de olduğumuz sanatın manevi yönünü çok düşünerek hareket etmemiz elzemdir.
6- Genel olarak hat sanatının eğitiminde ücret almak yoktur. Fakat günümüz itibariyle bazı hocalar ücret almak zorunda kalıyorlar. Bu da şundan kaynaklanmaktadır; ders vermek için atölye kiralayıp ve bu atölyenin giderleri için sponsoru ve maddi durumu yetersiz ise uygun bir şekilde ücret alarak bu giderlerini karşılayabilir. Ama keyfi bir durumdan dolayı ücret almak kişilerin biraz da vicdani meseleleridir. Çünkü sanatta özellikle de hat sanatında eğitim vermek o sanatın zekatı olarak kabul edilmektedir.
7- Doğru ve sağlam malzeme kullanmakta fayda vardır. Üstatlarımızın meşhur sözüdür:
“Kem (kötü) alat ile kemalat (başarı) olmaz.”
diye buyurarak bu konuya dikkat çekmişlerdir. Çünkü malzememiz iyi olmaz ise veya kullanmayı bilemediğimiz takdirde kabiliyetimizi ve yeteneğimizi sergileyemeyiz.
8- Hat sanatı kibir ve enaniyeti asla kabul etmez. Yine büyüklerimizin meşhur sözüdür:
“Oldum diyen, ölmüştür”.
Bu söz, konuyu anlatmakta yeterli diye düşünüyorum. Çünkü hangi sanat veya hangi ilim dalı olursa olsun talebelik asla bitmez. Bu şekilde kabul edersek kendimizi, o zaman çok daha başarılı olabiliriz. Tersi bir durumdan gerilemeye mahkum oluruz.
9- Ortaya çıkardığımız eserlere çok dikkat etmemiz gerekir. Çünkü her yaptığımız eser yayından çıkmış ok gibidir. Bizi ne zaman, hangi durumda yakalayacağı belli olmaz. Örneğin hat sanatında eğitim almadan kendilerince eser diye gösterdikleri çalışmalar, zaman geçtikçe ve hat sanatını daha iyi tanıyıdıkça bu yaptıklarından dolayı büyük bir pişmanlık yaşayacakları aşikardır. Son dönem hat üstatlarımız da bu konuya çok ehemmiyet vermişlerdir. Bir eseri yazdıktan hemen sonra imza atmazlar. Tashihini aylar sonra bitirdiklerinde beğenirler ise imzalarını atmışlardır.
Biraz bu konu üstünde durmak istiyorum…
Son dönemin meşhur hattatlarından Hattat Sami Efendinin bu konu hakkında güzel bir menkıbesini okumuştum. Sizlerle de paylaşmak isterim…
Günün birinde Sami Efendiye biri yazı siparişinde bulunur. Hattat Sami Efendi ise aylar sonra çalışmayı bitirip kendisine takdim edince, yazıyı sipariş eden zat der ki:
- “Efendim, metin de kısa idi aslında neden bu kadar uzun sürdü acaba?” diye sorar.
Sami Efendi ise imzayı göstererek:
- “Burada Sami yazdı.” diyor. “Bu esere bakan bunu Sami yazmış der ama altı ayda yazdı demez.” diye cevap vermiştir.
Bu sebeple hangi eserlere, nasıl imza attığımız çok önemlidir.
10- Hat sanatında eğitim sadece icazet ile bitmez daha önce de belirttiğim gibi ömür boyu talebelik ister. En önemlisi de bu sanatta başarılı olabilmek için hocalarımızdan öğrendiğimiz gibi talebeye de öğretmek… Çünkü bazen öğretince insan daha çok şey öğrenir. Tecrübe kazanır.
Bu maddeler halinde saydığımız kurallara riayet edersek, Allah’ın izni ile meşgul olduğumuz sanatta muvaffakiyete nail oluruz.
Rabbim; bu sanata layıkıyla hizmet edenlerden eylesin ve bizi hakkı ile muvaffakiyete erdirsin. Amin.
Saygı ve Sevgilerimle
İslam KAYA
(Hattat)