Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hat Sanatı

Paye Haber - Hat Sanatı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hat Sanatı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

HAT SANATI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN TERİMLER Haber

HAT SANATI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN TERİMLER

HAT SANATI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN TERİMLER Hüsn-i hat sanatını tanımak isteyen ve bu yola gönü veren kişilerin muhakkak bilmesi gereken terimler. Bu terimler terminolojisini bilmek sanatı daha iyi tanımayı ve icra etmeyi sağlar. Bu sebeple bu terimleri sizler için kısaca derledik. Hüsn; kelimesi güzel demektir. Arapça bir kelimedir. Hat: Çizgi anlamına gelmektedir. Gündelik hayatta birçok konuda kullanılır. Hüsn-i Hat: Güzel çizgi anlamına gelir. Sanat açısından da sanat ölçüleriyle yazılmış yazıya hüsn-i hat denir. Hattat: hat sanatını icra eden kişilere denir. Arapça mübalağalı ism-i fail vezninden gelir. İs Mürekkebi: Çam isinden elden edilen ve doğal yollarla hazırlanan geleneksel hat mürekkebine denir. Hokka: içinde ipek ipliğin olduğu bir mürekkep hazırlama kabıdır. Bununla beraber iplik içine mürekkep ve saf su konularak hazırlanır. Kalem hokkaya batırılarak kullanılır. Hokka kullanmanın en önemli etkisi, kalem ucuna yeterli mürekkebi verir ve kağıda düzgün bir şekilde akmasını sağlar. Aherli Kağıt: Geleneksel yöntemlerle hazırlanmış hat kağıdına denir. Aher dediğimiz yumurta akı ve şaptan elde edilen sıvının kağıda sürülmesi ve bazı işlemlerden geçmiş halidir. Hat sanatının en önemli malzemesidir. Meşk: aşk ile yapılan ve sanat derslerindeki eğitime meşk denir. Aşk kelimesinden gelmekte olup hat dersi alan kişiye de ‘’meşk etti’’ tabiri kullanılır. Aklam-ı Sitte: Aklam arapça kalemler anlamına gelir, Sitte ise altı demektir. Aklamı sitte tabiri Altı kalem demektir. Yani en çok kullanılan altı çeşit yazı demektir. Sülüs, Nesih, Rikaa, Tevki, Muhakkak ve Reyhani yazı türlerine verilen isimdir. Sülüs: Üçte bir demektir. Yazının üçte birlik kısmı değişir. Bu sebeple bu yazı çeşidine sülüs ismi verilmiştir. Nesih: Müsvedde notları temiz güzel yazıya geçirince notların hükmü kalktığından dolayı nesih ismi bu yazıya verilmiştir. Bu yazı türü daha çok kitap yazmada kullanıldığı için bu ismi almıştır. Rika: Son Osmanlı hattatlarının icat ettiği yazı türüdür. Hızlı anlamına geldiği gibi bu yazı da süratle yazılır ve buna elverişlidir. Divani: Osmanlı divan kurulunun kararları bu yazı ile yazıldığı için divani ismini almıştır. Bu yazı Osmanlı döneminde sadece resmi beraatlarda kullanılırdı. Aksi durumlarda kullanılması yasaklanmıştır. Talik: Meyilli anlamına gelir. Yazılarda da meyilli yazılara verilen isimdir. İranlı hattatların icat ettiği ve Osmanlı hattatlarının estetik zirveye ulaştırdığı yazıdır. Bambu Kalem: Bambu kamışından elde edilen kaleme verilen isimdir. Sert ve esnek bir yazıya sahip olduğu için hat sanatında kullanılır. Divit: Osmanlı döneminde özellikle kullanılan kaleme verilen isimdir. Bu sadece kalem olmayıp hokka ve kalemin bir olduğu bir kaptır. Yolculukta çok sık kullanılmıştır. Çok farklı örnekleri de vardır. Bu yazımızda en çok kullanılan bu tabirleri sizler için açıkladık. Yorumlarda siz de fikirlerinizi ve paylaşmak istediklerinizi yazabilirsiniz. Hattat İslam Kaya  Paye Haber

CAMİLERDE NEREYE NE YAZILIR? Haber

CAMİLERDE NEREYE NE YAZILIR?

Hat sanatı, İslam sanatlarının en önemli parçalarından biridir. Sadece İslam sanatları için değil müslümanlar için de oldukça önem arz eden bir sanat dalıdır. El sanatları kategorisine giren hat sanatının başlangıcı çok eski dönemlere dayanmaktadır. Uzun yıllardan beridir kitap kapaklarına, tabelalara, tablolara vs yazılmaktadır. Kur’an ayetlerini, hadisleri, duaları ve zikirleri daha estetik bir şekilde yazmaya yardımcı olan bu sanatın camilerimizin dekorasyonunda da önemli bir rolü vardır. Camiye gelen insanlara manevi bir atmosfer sunuyor. Hat sanatını icra edenlere hattat denir. Hattatlar cami duvarlarına hat yazılarını yazmadan önce tasarımını yaparlar ondan sonra duvara işlemeye başlarlar. Tabii her köşeye yazılması gerek levha farklıdır. Pekii nereye hangi levha yazılır? Kapılar: Her caminin cümle kapısı diye adlandırılan avlu girişinde veya direkt giriş kapılarında Hicr Suresinin 46. ayeti olan “Onlara, “Girin oraya esenlikle, güven içinde” denilir.”” veya İsra Suresinin 80. ayeti olan “Ve şöyle niyaz et: “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!”” ayeti kerimeleri yazılıdır. Hulefai Raşidin Levhaları: Her caminin mihrabı üzerinde iki küçük levha bulunur. Birinde Lafzatullah (Allah celle celeluhu) diğerinde de Hz. Muhammed(sav)’in ismi yazılıdır. Bu iki levha dışında yine aynı sütunda bulunan diğer levhalarda ise Ebu Bekir es-Sıddîk Radıyallâhü anh, Hasan Radıyallâhü anh, Osman Radıyallâhü anh, Ömer el-Faruk Radıyallâhu anh, Ali Radıyallâhü anh ve Hüseyin Radıyallâhü anh isimleri yazılıdır. İsim yazılı tabelalarda isim kısmı büyük harflerle, dua ve lakap kısımları daha küçük harflerle yazılır. Dört büyük halifenin isimlerinin yazdığı levhalara Çehar Yar levhaları denir. Mihrap Yazısı: Çoğu camilerin mihrabında da "Allah, O Allah’tır. O, yegâne hak mâbuddur ki O’ndan başka İlâh yok, yalnız O; daima yaşayan, duran, tutan, her an bütün hilkat üzerinde hâkim, Hayy ü Kayyum ancak O’dur. Ne gaflet basar O’nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kimin haddine ki izni olmaksızın O’nun yanında şefaat edebilsin? Allah, yarattıklarının işlediklerini, işleyenlerini, geçmişlerini, geleceklerini bilir. Onlar ise O’nun bildiklerinden yalnız dilediği kadarını kavrayabilir; başka bir şey bilemezler. O’nun kürsüsü, ilmi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır ve bunların koruyuculuğu, bunları görüp gözetmek kendisine bir ağırlık da vermez. O, öyle ulu, öyle büyük ve yücedir." anlamına gelen ayetel kürsi yazılıdır. Kubbe Yazısı: Kubbe yazılarında da Allah’ın isimlerinin en çok geçtiği ayetler yazılır. Genel olarak Fatır Sursinin 35-41 ayetlerine ve Nur Suresi 24-36 ayetlerine sıkça rastlarız. Şadırvan Yazıları: Camilerde abdest alınan şadırvanlarda suyun kıymeti bilinmesi adına genel olarak İnsan Suresi 21. ayeti ve Enbiya Suresi 30. ayeti kerimeleri yazılmaktadır. Seleme Deveci (Paye Haber Editörü)

HAT SANATI ve TARİHÇESİ Haber

HAT SANATI ve TARİHÇESİ

Arapça kökenli bir kelime olan Hat; çizgi, yazı, yol anlamına gelmekle beraber güzel yazı sanatı “hüsn-i hat” olarak da adlandırılır. Bu yazıyı icra edenlere ise Hattat denilmektedir. Hat sanatı, Hz. Ali (kv) döneminde başlamıştır. Peygamber Efendimizin(as) katipliğini yapan Hz. Ali (kv) ilk Hattatımız olarak bilinir. Yazının Piri olarak anılan Hz. Ali (kv), Kur’an-ı Kerim’i ilk yazı türümüz olan Kufi ile en güzel ve en doğru şekilde aktarabilmek için güzel bir üslup ile yazmaya gayret etmiştir. Böylelikle yazı o dönemden günümüze kadar gelişme göstermiştir.                Kur’an’ı Kerim’in yayılmasında büyük etkisi olan hat sanatı, güzeli arama çabasıyla İslam’ın güzelliklerini yazı ile ortaya koymuştur. Kur’an’a hizmet eden hat sanatı, aynı zamanda “cismani aletlerle yapılan ruhi bir hendesedir.’’ diye de tarif edilir.                         Göze ve ruha hitap eden Hat sanatı, içinde sabır, emek ve gayreti barındırarak mükemmele ulaşma çabasında olan tek sanat dalıdır. Hat sanatı eğitimi, geçmişten günümüze kadar usta-çırak veya hoca-talebe usulü ile öğretilir. Uzun soluklu olan hat sanatı, tek başına öğrenilip ilerleme kaydedilen bir sanat değildir. Mutlaka bir hocaya başvurarak usulüne uygun şekilde meşk edilmesi gerekir. Tercih edilen hoca bilgili, tecrübeli yani bu işte ehil biri olmalı. Çünkü talebenin hızlı yol alıp doğru ilerlemesinde hocanın rolü büyüktür. Hatta Hz. Ali(kv)’nin meşhur bir sözü vardır; “Hat üstadın taliminde gizlidir, onun kıvamı da çok meşk etmekledir, devamı ise İslam dini üzere olmaya bağlıdır…”                                         Hat sanatında önemli bir yeri olan hoca, bu yolda talebesini ilerletirken maddi manevi her şeyi aşılayıp hayatına başka bir pencere açar. Hoca talebe ilişkisi ebedidir. Eğitim süreci bitse bile devam eder. Bunun için de edep, saygı ve sevgi çerçevesinde devam ettirilmesi gerekir. Talebe hat sanatı serüvenine başlarken kapısını çaldığı hocasından izin alarak bu sanata talip olduğunu söyler. Talebini kabul eden hoca hat sanatından biraz bahsettikten sonra ilk ders olan Rabbi Yessir duasını yazar. Bu duayı yazma sebebi hem derse dua ile başlamak hem de öğrencinin sabrını, bu sanata olan isteği ve devamlılığını ölçmek içindir. Bu usul geçmişten günümüze böyle devam etmektedir. Sonra üstad, talebesine dersini yazar. Talebe takliden dersini çalışır ve hocasına gösterir. Hoca dersindeki yanlış yerlerini tekrar yazarak talebesinin meşkini kontrol eder. Böylelikle talebe başladığı uzun soluklu ve sabır isteyen bu serüvene ilk adımını atmış olur. Kısacası hat sanatı sonu olmayan uzun ve meşakkatli bir sanat dalı olduğu için hayatımızın merkezinde yer alması gerekir. Heves veya keyfi yapılmaz, severek ve isteyerek yapılması gereken bir sanattır. Bu sebepten dolayı hat sanatı kimseye zorla öğretilmez, gelen kişiye neden geldin gidene neden gittin denmez… Ömür boyunca devam edip insanın hayatına güzel bakmayı, ince düşünmeyi, sabırlı, hoşgörü ve mütevazılı olmayı  aşılayan en önemlisi Kur’an’la hemhal olup dinin inceliklerini önemsemeye büyük katkı sağlayan hat sanatı sadece yazıdan ibaret değil, nefis ve irade terbiyesini içinde barındıran ve birçok manalar içeren kıymetli bir sanattır… Esra Teşdoğ (Hattat) Kaynakça; Prof. Dr. Ali Alparslan Ünlü Türk Hattatları Dr. Süleyman Berk Devlet-i Aliyye’ den günümüze Hat sanatı TDV İslam Ansiklopedisi Kalem Güzeli Derin Tarih Hat Sanatı Paye Sanat

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.