Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ANADOLU’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİNİN OLUŞUMU

Türkler, tarih boyunca Cihan Hakimiyeti Mefkuresiyle Çin seddinden, Adriyatik denizine kadar doğulu, batılı, kuzeyli ve güneyli yönelimlerle pek çok seferler yapmış, çağlar kapatıp, açmış olan nadir milletlerden birisidir.

Haber Giriş Tarihi: 06.01.2024 12:25
Haber Güncellenme Tarihi: 06.01.2024 12:25
Kaynak: Haber Merkezi
ANADOLU’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİNİN OLUŞUMU

ANADOLU’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİNİN OLUŞUMU

         Türkler, tarih boyunca Cihan Hakimiyeti Mefkuresiyle Çin seddinden, Adriyatik denizine kadar doğulu, batılı, kuzeyli ve güneyli yönelimlerle pek çok seferler yapmış, çağlar kapatıp, açmış olan nadir milletlerden birisidir. Türkler’in izleri kadim çağlardan beri Anadolu da olmasına rağmen, yurt kurma mücadelesi Selçuklu ile muzafferiyete erişmiştir. Bugün maalesef ki tarih yapmak şurda dursun, bin bir zahmetle yazılmış olan tarihimizi bile okumaktan bihaberiz. Umut ederim ki nesillerimize bir nebze olsun Tarih bilincini milli ve manevi duyguları da içine alacak şekilde aşılama şerefine nail oluruz.

        Tarih 1018. Selçuklu Devletinin kurucusu Selçuk bey’in vefatından sonra büyük bir çaba ile başa geçen torunları Tuğrul ve Çağrı beyler, içinden çıkılamayacak bir bölge olan Horasan’da ölüm kalım savaşı vermiştir. Bir başka Türk-İslam devleti olan Gazneliler, horasan hakimiyeti için önce bölgedeki Samanoğulları ve Karahanlıları bertaraf etmiş ve nihayetinde Selçuklular ile karşı karşıya gelmişlerdir.

       İş bu hâl ile Tuğrul ve Çağrı beyler henüz kuruluş aşamasındayken büyük bir güç olan Gaznelilerle Horasan da varoluşsal bir mücadeleye girmiş ve bu sırada Çağrı bey, Tuğrul bey’e olurda yenilirlerse yeni bir yurt arayışına girmenin doğru olacağını beyan edip 1018 yılında Anadolu’ya keşif akınlarına çıkmıştır. Anadolu’da yapmış olduğu akınlar neticesinde içtimai durumu genel itibariyle görmüş ve bu vaziyeti Tuğrul bey’e aktarmıştır.

      Çağrı bey Anadolu akınlarında anlamıştır ki siyasi bir birlik yok ve Bizans İmparatorluğu artık köhneleşmiş bir durumu arz etmektedir. Gürcüler, Ermeniler, prenslikler halinde yaşamakta olup içlerinde herhangi bir birliktelik yok. Burası Horasan bölgesi ve İran hattında sıkışan Oğuzlar ( atalarımız) için oldukça verimli bir bölge konumunda yer almıştır.

     Tuğrul ve Çağrı bey ‘ ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ diyerek son kez Horasan için mücadeleye girmiş ve Gazneliler ile 1035 Nesa, 1038 Serahs savaşını yaparak onları mağlup etmiştir. Nihayetinde 1040 Dandanakan savaşı ile Gazneli Sultan Mesud’u büyük bir mağlubiyete uğratan Selçuklular kuruluş süreçlerini tamamlayıp para bastırmış, hutbelerini okutmuş ve bağımsızlığını almışlardır. Bu saatten sonra rota tarih boyunca pek çok kavmin hedefinde olan ve halâ da devam eden Anadolu olacaktır.

    1048’de Bizans ile yapılan Pasinler Savaşı ile Anadolu’nun  içlerine yoğun bir yayılım sağlayan Türklerden Diyar-ı bekir’deki Arap asıllı Mervanoğulları rahatsız olmuş ve durumu dönemin Abbasi Halifesi’ne bildirmiştir. Halife, Tuğrul bey’e Türkleri Anadolu’dan çekmesini söylese de Tuğrul bey Türkmenlerin Horasan da sıkıştığını bu sebeple Anadolu’ya aktarıldığını beyan etmiştir. Halifenin verdiği cevap manidardır:

‘ Size Anadolu’yu değil dünyayı verseler sığmazsınız’

     

   Aslında Halife’nin vermiş olduğu  bu cevap Türk tarihinin ana hatlarını ve mefkuresini özetlemiş fakat Tuğrul bey tıpkı cevapta olduğu gibi Türk yayılımlarını durdurmamıştır. Çünkü bu yayılım Türklerin genetik kodlarıdır. Tıpkı Oğuz Ata’nın söylediği gibi;

‘Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar… boyluya boyun eğdirdim, dizliye diz çöktürdüm. İlimi, töremi var eyledim.’

      Adeta bir elmanın yarısı gibi hareket eden Tuğrul ve Çağrı beylerin vefatına müteakip başa geçen sultan Alparslan’da Türk-İslam şuuru içerisinde hareket etmiş, 1064 tarihinde Hristiyanlık için önemli bir konum olan Ani kalesini alarak Bizans’a büyük bir darbe vurup Halifeden ‘EBU’L FETH’ ( Fetihlerin Babası) unvanını almış ve nihayetinde 26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt Meydan Muharebesi ile Bizans imparatoru Romanos Diogenes’in ordularını perişan ederek Türkiye Tarihini Anadolu’da başlatmıştır.

   Gök kubbe var olduğu sürece daimi olsun inşallah.

 Soner Çelik

(Tarihçi)

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.