Biz insanlar neden bahaneye ihtiyaç duyarız? Gerçekten yapamayacağımız için mi, yoksa üşengeçliğimizden dolayı mı?
Haber Giriş Tarihi: 24.04.2024 10:07
Haber Güncellenme Tarihi: 24.04.2024 10:07
Kaynak:
Haber Merkezi
Biz insanlar neden bahaneye ihtiyaç duyarız? Gerçekten yapamayacağımız için mi, yoksa üşengeçliğimizden dolayı mı?
“Hedeflerinize ulaşmanızda yolunuzun tıkanmasına izin verdiğiniz her şey yalnızca mazerettir[1]."
Bir şeyler yapabilmek/başarabilmek için harekete geçmek yerine çoğu zaman bahanelerimizin arkasına saklanmayı tercih ediyoruz. Bahanelerimiz önümüzde kalkan gibi olmuş; Bahane kalkanı. Bu bahane kalkanı bizi gerçekten koruyor mu? Bahanelerimiz bizi korumuyor. Daha da kötüsü bizi git gide değersizleştiriyor. Çünkü her şeye karşı bir bahanesi/mazereti olan ama elinden hiçbir iş gelmeyen zavallı insanlara dönüşüyoruz.
Bahaneleri üreten biziz. Tamamen bizim üşengeçliğimizden ortaya çıkıyor. “Başarılı olmamamız için hiçbir mazeret olmadığını kendi deneyimlerinizden öğreneceksiniz[2]”. Bahaneler yerine bir şeyler yapabilmek için kollarımızı sıvadığımız zaman, ortada hiçbir bahanenin olmadığını çok iyi anlayacağız. “Rabbimiz isteyene istediğini vereceğini”[3]buyuruyor. Sadece istemek yeterli mi? Tabii ki hayır. İsteyeceğiz, aynı zamanda çalışacağız, çabalayacağız. Kalıbımızın rahatını bozacağız. Bugün rahatını bozamayan insanın yarınlarından bir şey beklemesi beklenemez.
O halde ne yapacağız?
Evvela sabır ve sebat hep bir arada olacak. Oturduğumuz yerden sabrediyorum demekle bir yere varılmayacağını çok iyi biliyoruz. Bahanelerimizi bir kenara bırakıp harekete geçeceğiz. Planlı ve programlı çalışmak çok önemli, bu konuda gayretli olmalıyız. Karınca misali, az da olsa devamlılığa önem vererek yolumuza bakacağız. Hayaller kuracağız.
“Eylem disiplini hareketsizliğe imkân tanımaz.[4]” Birilerin bizi ittirmesini beklemeyeceğiz, buna gerek de yok zaten. Yeter ki çalışalım, gayret gösterelim.
Çalışacağız... Hiç durmadan, yılmadan, bahaneler üretmeden çalışacağız. Zamanla şunu çok iyi anlayacağız ki; bahanelerle hiçbir yere varılmıyor.
(1,00)365 = 1,00
(1,01)365= 37,7
Hiçbir şey yapmamak
YA DA
biraz gayret göstermek.
Tercih sizin…
[1] Jay Rifenbary (çeviri:Ulaş Kaplan) ,Mazeret Yok, Agora Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 22
[2] Jay Rifenbary (çeviri:Ulaş Kaplan), Mazeret Yok, Agora Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 23
[3] İsra Suresi - 18-19. Âyet-i Kerîme
[4] Roger Garaudy, İnsanlığın Medeniyet Destanı, Timaş Yayınları, İstanbul 2019, s. 35
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İNSANI UYUŞTURAN BAHANE ALIŞKANLIĞI
Biz insanlar neden bahaneye ihtiyaç duyarız? Gerçekten yapamayacağımız için mi, yoksa üşengeçliğimizden dolayı mı?
Biz insanlar neden bahaneye ihtiyaç duyarız? Gerçekten yapamayacağımız için mi, yoksa üşengeçliğimizden dolayı mı?
“Hedeflerinize ulaşmanızda yolunuzun tıkanmasına izin verdiğiniz her şey yalnızca mazerettir[1]."
Bir şeyler yapabilmek/başarabilmek için harekete geçmek yerine çoğu zaman bahanelerimizin arkasına saklanmayı tercih ediyoruz. Bahanelerimiz önümüzde kalkan gibi olmuş; Bahane kalkanı. Bu bahane kalkanı bizi gerçekten koruyor mu? Bahanelerimiz bizi korumuyor. Daha da kötüsü bizi git gide değersizleştiriyor. Çünkü her şeye karşı bir bahanesi/mazereti olan ama elinden hiçbir iş gelmeyen zavallı insanlara dönüşüyoruz.
Bahaneleri üreten biziz. Tamamen bizim üşengeçliğimizden ortaya çıkıyor. “Başarılı olmamamız için hiçbir mazeret olmadığını kendi deneyimlerinizden öğreneceksiniz[2]”. Bahaneler yerine bir şeyler yapabilmek için kollarımızı sıvadığımız zaman, ortada hiçbir bahanenin olmadığını çok iyi anlayacağız. “Rabbimiz isteyene istediğini vereceğini”[3] buyuruyor. Sadece istemek yeterli mi? Tabii ki hayır. İsteyeceğiz, aynı zamanda çalışacağız, çabalayacağız. Kalıbımızın rahatını bozacağız. Bugün rahatını bozamayan insanın yarınlarından bir şey beklemesi beklenemez.
O halde ne yapacağız?
Evvela sabır ve sebat hep bir arada olacak. Oturduğumuz yerden sabrediyorum demekle bir yere varılmayacağını çok iyi biliyoruz. Bahanelerimizi bir kenara bırakıp harekete geçeceğiz. Planlı ve programlı çalışmak çok önemli, bu konuda gayretli olmalıyız. Karınca misali, az da olsa devamlılığa önem vererek yolumuza bakacağız. Hayaller kuracağız.
“Eylem disiplini hareketsizliğe imkân tanımaz.[4]” Birilerin bizi ittirmesini beklemeyeceğiz, buna gerek de yok zaten. Yeter ki çalışalım, gayret gösterelim.
Çalışacağız... Hiç durmadan, yılmadan, bahaneler üretmeden çalışacağız. Zamanla şunu çok iyi anlayacağız ki; bahanelerle hiçbir yere varılmıyor.
(1,00)365 = 1,00
(1,01)365= 37,7
Hiçbir şey yapmamak
YA DA
biraz gayret göstermek.
Tercih sizin…
[1] Jay Rifenbary (çeviri:Ulaş Kaplan) ,Mazeret Yok, Agora Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 22
[2] Jay Rifenbary (çeviri:Ulaş Kaplan), Mazeret Yok, Agora Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 23
[3] İsra Suresi - 18-19. Âyet-i Kerîme
[4] Roger Garaudy, İnsanlığın Medeniyet Destanı, Timaş Yayınları, İstanbul 2019, s. 35
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler