Yazdıklarında ne kadar derin düşündüğünü ve samimi olduğunu okurlarına hissettiren Fuzuli’nin yazmış olduğu Su Kasidesi’nde de ne kadar samimi ve içten olduğunu görmemek mümkün değil. Su Kasidesi’nde alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimize (sav) karşı özlem, aşk, samimiyet, övgü vs bulunur. Kasidenin beşinci beytinde geçen;
“Suya versün bâğban gülzârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün teg verse min gülzâre su”
Fuzuli’nin özlemini bu satırlarda da görmemiz elzemdir.
Fuzuli’nin önemli eserlerinden biri olan, aynı zamanda Türk Edebiyatı’nda büyük önem arz eden Su Kasidesi’nin her beytinde Peygamber Efendimize övgüler görülür. Su Kasidesi’ni okuyan okurların, şairin duyduğu özlemi anlamamaları mümkün değildir.
Bu kasidenin özelliklerinden biri de lirik söyleyiş ve sanatlı anlatıma sahip olmasıdır. Su Kasidesi "fa`ilatün fa`ilatün fa`ilatün fa`ilün" (aruz ölçüsü) kalıbı ile kaleme alınmıştır. Redifi sudur, dolayısıyla ismi de buradan gelmektedir.
32 beyitten oluşmaktadır ve naat olma özelliği taşımaktadır. Son iki beyitlerde yani 31-32. Beyitlerde Fuzuli bağışlanma dileyerek, dua ile Su Kasidesi’ni bitiriyor.
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n’ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr’a su Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Mu’cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr’a su Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salınur Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Zikr-i na’tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su Yâ Habîballah yâ Hayre’l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc’da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su Yümn-i na’tünden güher olmış Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsândan dönen tek lü’lü şeh-vâra su Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su
Seleme DEVECİ
(Paye Haber Editörü)